Kadim çağlardan günümüze varan insanın varoluş felsefesi ve soruları üzerine pek çok kitap yazıldı; düşünceler üretildi. Antik Yunan’dan Roma filozoflarına, Türk düşünürlerden günümüze değin varan bu soruyu birçok farklı cevap verildi ama insanın hakikati arama mücadelesi de bitmedi. Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan kitabında tam da böyle bir süreçten bahsediliyor.
Düşünce dizisi ve kişisel gelişim kategorisinde yer alan bu kitapta, insanın dünyaya neden geldiği sorusu üzerine çıkarımlar yapılmaktadır. İnsanoğlu doğar, büyür ve ölür… Bu bütün canlıların ortak noktasıdır. Dünyaya gelirken neden geldiğimiz hakkında pek fikrimiz olmasa da gideceğimiz konusunda bazen aynı düşüncede etrafında buluşabiliyoruz.
O da ölüm gerçeği ve insanın Allah’a kavuşma isteğidir. Bu kitap maneviyat temelinde ortaya çıktı ve okurlara ulaştırıldı. Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan sizleri uzun bir yolculuğa davet ediyor.
Ayşegül Harputlu’nun Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan isimli eseri okuru, insanın varoluşuna dair derin hakikatleri keşfetmeye yönelik bir yolculuğa davet ediyor. Kişisel gelişim kategorisinde yer alan bu kitap, evren ve insan arasındaki bağı, maneviyat ve bilinç ile harmanlayarak okuyucuya sunuyor.
Harputlu, eserinde insanın evrenin minyatürü olduğunu vurguluyor ve yaratılış sırrını anlamak için insanın kendi özüne yaptığı yolculuğun önemine dikkat çekiyor. “İnsanı açtığımızda evreni, evreni dürdüğümüzde insanı elde ederiz” düşüncesinden yola çıkarak, insanın evrensel yasalarla uyumlu bir şekilde hareket etmesinin, içsel yolculuğunu hızlandırdığı ve potansiyelini açığa çıkardığı anlatılıyor.
Kitap, Rab bilinci ve insanın içindeki cevheri keşfetme süreci gibi derin kavramları işlerken, içsel farkındalığı artırmak ve insanın kendi özüne ulaşması için yol gösterici bir rehber niteliği taşıyor. İbnü’l-Arabî’nin hayal ilmine dair öğretileriyle desteklenen bu eser, okuyucuyu düşüncelerin ve hayallerin frekansını yükselterek manevi potansiyele ulaşmaya teşvik ediyor.
Sayfa: 200
EŞSİZ KAYNAK ÖZELLİKTE YAPIT
Ayşegül Harputlu’nun kaleme aldığı Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan, insanın ruhsal tekamülünü konu alarak, kendini ve evreni anlamak isteyenler için eşsiz bir kaynak sunuyor.
Hiçbir şey Misal Alemi’nde gerçekleşmeden, dünyada zuhur etmez. Dünya yaşantısına kendi hikAyesine uygun olan bir kapıdan çağrılıp giren insan, gün geldi dünyaya gelme amacını unuttu ve dünyadan insanlığını giyinerek çıkacağı kapıyı da kaybetti. Kendini sadece bu dünyadan ibaret bir varlık zannederek eksikliklerini yaşam telaşıyla unutmaya çalıştı.
SIRRA VAKIF OLMAK…
Aceleci, hızlı ve savurgan davranarak düşünmeden hareket etti ve olaylara nefsani anlamlar kattı. Kattığı anlamlarla esareti yarattı kendine, gecenin içindeki huzuru kaçırdı. Uyumadı, uyuyamadı. Gün ışığıyla da kendinden kaçarcasına hep başkalarına koştu ve kendini bilmekten uzaklaştı. Böylece Sır’a vakıf olamadı.
Oysa Sır bilinmek isteyen hazinenin ışıltısını taşıyan insana verilmişti. Nasıl ki cam, sırlanarak derinlik kazanmış, görünür ve gördüğünü yansıtır olmuş, bu da camın değerini artırmış ise, insanın üzerinde taşıdığı Sır da tıpkı bu durum gibi onun değerine değer katmıştı.
Yazar Ayşegül Harputlu
İNSANIN KENDİ ÖZÜNE YOL ALMASI
Adem’i derinleştirmiş ve kendinden yansıyan alemden kendini seyretmesini sağlamıştı. Lakin bu Sır’a ulaşmanın yolu insanın kendi özüne yol almasından, madde ve manayı birleyerek tamlığa ulaşmasından geçiyordu.
Bu sürecin sonunda da insan, bütünün içindeki biricikliğini seyrediyor ve içindeki cevheri açığa çıkarabiliyordu. Ancak bu durum, Misal Alemi’nin nurundan açığa çıkan, hayal ve rüya ilmine vâkıf olanların ve gönlü aşkla yıkananların ulaşabileceği bir seviyedir.